Liderimiz Ahmet Işık Çebi’nin Al Mayadeen’e verdiği röportajdan satırbaşları şöyle:
“Beşiktaş büyük bir sivil toplum örgütüdür. Aklınıza gelebilecek her türlü hususta faal olan bir taraftar topluluğumuz var. Topluluğumuzun insanları bu hususta çok farklıdır. Çok coşkulu bir taraftar topluluğuna sahibiz. Şampiyonlar Ligi’nde oynadığımız bir maçta rakip oyuncu sesten rahatsız olduğu için oynayamadığını söz etmişti.
Sarsıntıdan etkilenen çocuklar için taraftarlarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz “Bu oyuncak sana arkadaşım” aktifliğini dünya genelinde 1.3 milyar insan izledi. Çok büyük bir sarsıntı felaketi yaşadık. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları el ele verdi ve depremzede vatandaşlarımıza yardım etti. Biz de stadımızda yardım merkezi açtık, yardımseverlerin gönderdiği gereçleri zelzele bölgesine ulaştırdık. Sarsıntı felaketinden sonra her renkten sporsever yardım merkezimizde depremzedelerin yaralarını sarabilmek için birlikte çalıştı. Kulübümüze bağlı derneklerimiz aracılığıyla zelzele bölgesinde süratlice aksiyon aldık. Sarsıntının akabinde vatandaşlarımızın yardımına koşan dünyanın her bölgesinden insanlara teşekkür ediyorum. Ayrıyeten müslüman kardeşlerimiz daima yanımızda oldular, onlara bilhassa teşekkür etmek istiyorum.
Beşiktaş sportif hedeflerle kurulmuş olsa da günümüzde büyük bir sivil toplum kuruluşuna dönüşmüştür. İnsanlarımız birbirlerine sarılmayı çok güzel biliyorlar. Vicdanlı ve ahlaklı insan olma hisleriyle hareket eden herkese teşekkür ediyorum. Zelzelede yıkılan okullar oldu. Sarsıntıdan etkilenen vilayetlerde birer okul yapmak üzere kampanya başlattık. Kampanyamıza dünyanın her yerinden bağışlar gelmeye devam ediyor. Paranın ölçüsünün değeri yok. Kıymetli olan gönül bağıdır. Yardımseverlerin katkılarıyla çocukların eğitim alacakları okulları inşa etmiş olacağız.
Atletico Madrid ile depremzede vatandaşlarımıza yardım etmek için özel bir maç oynadık. Daha sonra Azerbaycan’dan Sabah kulübüyle birebir maksat için karşılaştık. Bu maçlardan elde edilen gelirler, çocuklara okul inşa etmek için kullanılacak. Arap yarımadasından da rastgele bir kulüple bu hedef doğrultusunda maç oynamak isteriz.
Pandemi devrinde şampiyon olduk. Umarım Allah bir daha o denli bir periyot yaşatmaz. Pandeminin ve ekonomik meşakkatlerin içindeyken şampiyon olmayı başardık. Bu dönem ikinci olma durumumuz var. Avrupa’da gayret etme talihi elde edeceğimizi düşünüyorum.
Futbolu artık şirket üzere düşünmek zorundasınız. Kulüpler düzgün yönetim edilmezse ziyan görürler. Bizim kulübümüz de ekonomik olarak meşakkatler çekiyor. Kulüpler içinde bulundukları ekonomilerden ve dikkatsiz harcamalardan etkileniyorlar. İnsanların alım düzeyi arttıkça kulüplerin de gelirleri artıyor. Taşıma suyla değirmen dönmez. Kaynak yaratmak zorundasınız. Altyapıya değer verilmeli. Genç futbolcuları az maliyetle yetiştirmeli ve yüksek bonservis fiyatlarıyla göndermeliyiz. Para kazanmaktan öbür deva yok. Kulüpler gelirlerinin üzerinde harcama yaparlarsa borçlanırlar. Bu borçlar faiz sarmalına girdiğinde durum altından kalkılamaz hale gelir. Dünyada birçok kulüp el değiştiriyor. Bizim taraftarımız tarihi bir kulüp olduğumuz için bu durumu güzel karşılamıyor. Beşiktaş’ı nasıl borçlandırırsınız diye hesap soran bir kesim var lakin şampiyonluk nasıl gelirse gelsin diyen hiç hesap kitap yapmayan bir kesim daha var. Bizler de yönetici olarak bu iki görüş ortasında istikrar kurmaya çalışıyoruz. Avrupa futbolunun bu kadar başarılı olmasının sırrı altyapıdır. Hiçbir şey yapmadan Messi buraya gelsin demek olmaz. Evvel para kazanacağız, sonra harcama yapacağız.
Avrupa’da Futbol hayli ileri bir düzeyde. Futbol grupları orada daha çok seyirciyi tribünlere çekebiliyor ve yüksek marka pahasına sahipler. Türk kulüplerinin marka pahası Avrupa’ya gittiklerinde artıyor. Bu nedenle Avrupa’da yer almak Türk kulüpleri için çok yararlı.
Ülkemizde futbola ilgi, basketbol ve voleybolla mukayese edilemeyecek kadar fazla. Taraftarlarımız her branşımızla yakından ilgilenıyor ancak futbolun yeri öteki. Futbol dışındaki branşlarımızda altyapıya tartı vermek durumundayız. Futbol grupları ortasındaki bütçe daha dengeliyken öteki branşlardaki kadro bütçeleri ortasında uçurum olabiliyor. Beşiktaş olarak futbol dışındaki branşlara gençlerin sağlıklı ve ahlaklı olabilmeleri makûs alışkanlıklardan uzak durabilmeleri açısından ehemmiyet veriyoruz.
İstanbul ülkemizin en hoş kentlerinden biridir. Deniz İstanbul’a başka bir hoşluk katıyor lakin ülkemizin her kenti çok hoştur. Bizim stadımız pozisyonu prestijiyle eşsiz bir hoşluğa sahip. Taraftarlarımızın bu stada ulaşımı çok kolay.
İnsanların tabiatında rekabet var. Futbolda da bu his harekete geçiyor. Dünyanın her yerinde futbola büyük ilgi var. Her ülkenin kendine has özellikleri nedeniyle öne çıkan spor kolları var lakin futbol vakitle hepsinin önüne geçmeyi başardı.
Avrupa’da altyapıya çok kıymet veriliyor. Statlarımız Avrupa standartlarında lakin altyapı tesislerimiz ne yazık ki Avrupa standartlarında değil. Avrupa’da devletler kulüplere arazi vermiş, tesisler inşa etmiş, o kulüpler de altyapılarından oyuncular yetiştirip satarak gelir elde etmişler. Bu bahiste Avrupa’nın gerisindeyiz.
Ülkemizde şu anda alanda sekiz yabancı futbolcu olabilirken üç tane de Türk oyuncunun olması gerekiyor. Zorla hiçbir şey olmaz. Yerli oyuncularımızın performansı tatmin edici düzeyde olsa yabancı futbolcu transfer etmeye gerek olmaz. Gereksinim var ki yabancı futbolcu transferi yapılıyor. Hayatın hiçbir alanında yerli ve yabancı ayrımını gerçek bulmuyorum. Güzel futbolcu, berbat futbolcu vardır. Spor; kardeşlik, barış ve huzur için yapılır. Burada ayrımcılık olamaz. Alanda her ülkeden birer oyuncu olsa daha çok keyif alırım.
Siyahi futbolculara yönelik yapılan ırkçılıkları lanetliyorum. Her ırkın kendine nazaran hoşlukları vardır. İnsanların ırklarıyla ilgili berbat yorumlarda bulunmak kimsenin haddi değildir.
Şampiyonlar Ligi finali İstanbul’da oynanacak. Ülkem ismine sevinç içindeyim. Final tertibinin ülkemizin tanıtımı için çok yararlı olacağını düşünüyorum. Hoş bir final olmasını temenni ediyorum.”
