İşte Ali Koç’un o açıklamaları;
“TARİFİ GÜÇ BİR ACI”
Ülke olarak 6 Şubat’ta ağır bir felaket yaşadık. Felaket tarifi bile hafife kalıyor. Nüfusumuzun yüzde 15.7’sini kapsayan art geriye çok ağır zelzeleler yaşadık. Çok büyük kayıplar, tanımı güç bir acı, toplumumuzu sarsan büyük bir felaketle karşılaştık. Bu acı devri millet olarak el ele, omuz omuza geride bırakmak için daima birlikte çalıştık, çalışıyoruz. Millet olarak, ülke olarak inanılmaz bir dayanışma ruhu sergiledik. TFF’nin çok çok kısa bir müddette hayata geçirdiği ‘Omuz Omuza’ yardım kampanyası için karşınızdayız. Fenerbahçe Spor Kulübü ve futbolun tüm paydaşları olarak elimizden geldiğince çabaladık. Saatlerce ne yapabiliriz diye düşündük. Herkes elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştık. Bizler de atletlerimizle, derneklerimizle, üyelerimizle, taraftarlarımızla lakin yalnızca taraftarlarımızla değil tüm bu bölgenin halkıyla afet bölgesindeki vatandaşlarımızın ve devletimizin yanında olmaya çalıştık, elimizden ne geliyorsa… Stadyumumuzu afet yardım merkezine çevirdik.
“EN DEĞERLİ SORUN BARINMA İHTİYACI”
Şu an zelzele bölgesindeki en değerli tahlil bekleyen sorun barınma gereksinimidir. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak çabucak çadır temin ettik. AFAD’a 1300 adet çadır ulaştırdık. Onlar bu çadırları tahsis ettiler. Sarı Lacivert Derneğimiz 200 çadırdan oluşan 1000 kişilik çadır kent kurdu. Ayrıyeten, sarsıntıdan yaralı kurtulmuş halkımız için Kızılay ile birlikte ‘Birlik Beraberlik Kanımızda Var’ diyerek kan bağışı kampanyası gerçekleştirdik. İdaremiz, çalışanlarımız, atletlerimiz, teknik grubumuz ile bir arada 3 gün boyunca kapılarımızı kan bağışına açtık. Bu çerçevede 2053 tüp kan bağışı yapıldı. Kızılay standartlarına nazaran yapılan en değerli kan bağışlarından biri olduğu bize söz edildi. Kızılay’a ve takviye veren herkese teşekkür ediyorum.
“BU FELAKETİN YARALARINI SARMAK ÇOK UZUN SÜRECEK”
Bu felaketin yaralarını sarmak çok uzun bir süreç gerektirecek. Afet bölgesindeki halkımıza ve çocuklarımıza yapılacak yardımlarda yorulmak yok. Vazifemiz unutmamak ve unutturmamak. Doğal olarak bu afetten en çok etkilenenler çocuklarımız oldu. 23 Nisan’da bölgedeki çocukları bir nebze olsun memnun etmek için Hatay’da Sarı Lacivert Derneğimiz ile kurduğumuz çadırkentteydik. Bayramlaşmamızı yaptık. Yüzlerinde gülümsemeyi görmek her şeye bedeldi. Bölgedeki çocuklar, hepimizin çocukları. Fenerbahçe’nin spor kimliğine uygun formda, bölgede spor yapan ve sarsıntı münasebetiyle spor hayatlarına orta vermek zorunda kalan birçok genç sporcuyu bünyemize kattık. Onların eğitim muhtaçlıklarını karşıladı. Barınma gereksinimi olanları kendi bünyemizde barındırdık. Birebir ilgilenmeye çalıştık. Gelen sportmenlerin her biri bizim rekabet ettiğimiz branşlara çok büyük katkı sağladılar. Bilhassa Hatay’dan çok pahalı atletler bünyemize katıldı.
