Ceferin, “En büyük başarınız, Avrupa’nın en varlıklı kulüplerinin kapalı bir turnuva kurma niyeti olan Muhteşem Lig projesinin sona erdirilmesidir. Siz de bu başarıyı birinci sıraya koyuyor musunuz?” formunda gelen soruya, “Prensip olarak başarılarım hakkında konuşmayı sevmiyorum. Her gün yaptığımız işlerin akışı içinde bunları kıymetlendirecek vaktim yok. Natürel ki futbol için en değerli olaylardan biriydi, herkes bunu söylüyor. Bu proje, bu çılgın fikir durdurulmasaydı futbol bir daha asla eskisi üzere olmazdı” diye karşılık verdi.
Sloven futbol insanı, “Sizce bu fikir bitti mi, yoksa hala yeni bir fırsat mı bekliyor?” halinde gelen sorunun ardından, “En azından önümüzdeki 20 ya da 30 yıl içinde bu fikrin gerçekleşme mümkünlüğünü görmüyorum. Daha sonra ne olacağını iddia etmek çok sıkıntı.” kelamlarını kullandı.
Ceferin, “Şampiyonlar Ligi bir ölçüde Muhteşem Lig’in kendisi haline geldi. Küçük ülkelerin ulusal şampiyonlarının bu lige girmesi çok sıkıntı. Tüm şampiyonların Şampiyonlar Ligi’nde oynaması gerektiğini düşünmüyor musunuz?” biçiminde gelen soruya ise, “Şampiyonlar Ligi’nin bir halde Avrupa Muhteşem Ligi’ne benzediğini tez edenlerin futbolu bilmediğini ya da bilmek istemediğini daha evvel de söyledim. Rastgele bir ülkenin şampiyonu, Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkına sahiptir. Şu anda Şampiyonlar Ligi’nde 32 grup çaba ediyor lakin gelecek dönem bu sayı 36 olacak ve dört ek kontenjan açılacak. Lakin ana evreye katılabilmek için eleme tiplerini kazanmanız gerekiyor, bu da mantıklı bir şey. Lakin bunu kapalı Üstün Lig ile karşılaştırmayın. Geçen yıl Maribor Avrupa kupalarına katılabilmek için oynadığı tüm maçları kaybetti fakat tekrar de UEFA’dan bir milyon euro aldı. UEFA’da var olan sistem tüm futbolu destekliyor. Muhteşem Lig’de 12 kulüp vardı ve kimseyi bunun içine almazlardı. Bu turnuvaların nasıl karşılaştırılabileceğini anlamak mümkün değil” diye yanıtladı.
