İşte Yannier’in açıklamaları;
“Takımın hem idari grubunda hem oyuncularda neredeyse iskeletin birden fazla birebir devam ettiği için artık biraz aile üzere olmaya başladık. Aslında bizim de hedefimiz biraz oydu, o istikrarı sağlayabilmekti. İnşallah bunun yararını görürüz. “İLERİ GİTTİĞİMİZİ NET OLARAK HİSSEDİYORUZ”
Biz aslında bu tarihte mümkün olan herkesin burada olmasını istiyorduk. Ulusal gruplarından gelenler ağır bir yazdan geçtiler fakat onlar dahi buradalar. Dünya Kupası’nda olan koçumuz yok, fizyoterapistimiz ve 3 oyuncumuz yok; Marko Guduric, Papagiannis ve Neto. Nigel’ın da özel bir durumu var, o daha gelmedi. Hafta ortası gelecek. Şu anda öbür bir eksiğimiz yok. İnşallah sağlıklı bir biçimde döneme gireriz. Buradaki güç, aile ortamı her vakit çok yüksek. Bence bunun ardında da ofis ve kulüp çalışanlarının rolü sahiden çok fazla. O aile ortamını oyunculara onlar sağlıyorlar. Lakin bu sene özelinde takım olarak geçen yıldan bir adım ileri gittiğimizi net olarak hissediyoruz. Başımızda eksik gördüğümüz noktaların birçoklarını hakikat biçimde kapatmaya çalıştık. Şu anda kağıt üzerinde gözüken şeyi alana aktarabilmek lazım. Umarım bu dönem düşündüğümüz üzere olur.
CALATHES VE BJELICA
Metecan’ın geçen dönem sonunda bir sakatlığı olmuştu ve dönemi bitirememişti. Onun hala %100 geri döndüğünü söyleyemem. Çalışmalara başladı lakin güç bir sakatlıktan geçti. O vakit ciddiyeti anlaşılmamıştı lakin hakikaten güç bir sakatlık. Geri dönüşü güç bir sakatlık. O yavaş yavaş geçiyor. Scottie’nin durumunu daha evvel anlatmıştık, şu anda çok ayrıntıya girmek istemiyorum. O da bu süreçte çok basketbol antrenmanı yapacak hazırlıkta değildi. Bütün yazı ayağını kuvvetlendirmek için geçirmişti. O da %100 kadro antrenmanlarına katılacak durumda değil, o da yavaş yavaş geçiş sağlayacak. Onun dışında sakatlığı ve eksikliği olan bir oyuncumuz yok. Nick ve Nemanja konusunu basitçe cevaplayayım. Fazla ayrıntıya girmek istemiyorum zira süreç devam ediyor. Nick ve Nemanja ikisi de bizim kontratlı oyuncumuz. İkisi de karakterlerini çok sevdiğimiz, hürmet duyduğumuz ve münasebetlerimizin çok uygun olduğu iki oyuncu. Bazen sporda, basketbolda bazen profesyonel kararlar almak gerekiyor. Biz hem kendilerine hem menajerlerine uzun bir müddettir bu yılki planlarımızda kendilerini düşünmediğimizi ilettik. Şu anda hala kontratlı oyuncumuz olduğu için, bir tahlil bulunmadığı için kendileri de burada ekiple olmak istedikleri için buradalar. Hem buranın hala bir kesimi olmak istiyorlar hem de formda kalmak istiyorlar. İkisi de bizimle egzersizlere başladı. Önümüzdeki süreçte duruma bakacağız. Net olarak söyleyebilirim ki bizim 15 kişilik muhakkak olan çok güvendiğimiz bir takım var. Bir iki tane de kolej ekibinden ikili lisansla buraya dahil etmek istediğimiz genç oyuncumuz var. Bu yılki kadroyu başımızda bu halde planladık.
TRANSFER DÖNEMİ
Kontratlı oyuncularımıza da birtakım gruplardan ilgiler oldu. Onlarla ilgili çok fazla dedikodu ve spekülasyon döndü. Bunları birinci ağızdan ayrıntılarını anlatmak isterim. Transfer sürecinde takımımıza kattığımız oyuncularda ise dönem daha bitmeden koçumuzla nerelerde eksiğiz, hangi hususlarda gelişmemiz lazım esasen başımızda düzgün olan iskeleti nasıl daha âlâ nasıl yapabilirizi kurgulamaya çalışıyorduk. Orada başımızda kimi gayeler vardı. %80 diyebilirim ki birinci gittiğimiz opsiyonlar sonuçta takımımıza kattığımız isimler oldu.
KADRO YAPILANMASI HAKKINDA
Ufak tefek birtakım farklı gelişmeler oldu. Bilhassa guard konumunda kimi gelişmeler oldu. Takımımıza katılan hem Neto olsun hem Madar olsun bilhassa guard rotasyonunda Şehmus’la bir arada çok agresif, çok enerjik ve boyutlu bir 1 numara, tam net 1 numara rotasyonu olduğumuzu düşünüyorum. Onların yanında zati 2 ve 2’den 1’e oynayabilecek Scottie üzere, Tyler üzere, Marko üzere oyuncularımız var. İşte onları Melih’le, Tarık’la Dyshawn’la hatta bazen Nigel’la tamamladığınız vakit kısa rotasyonumuz bu sene içimize sinene en yakın hale geldi diyebilirim. Uzun rotasyonda da farklı beklentilerimiz vardı bilhassa çember müdafaayla ilgili. Biraz yetenek düzeyini arttırmayla ilgili amaçlarımız vardı. Burada Sertaç bilhassa hem deneyimiyle hem Türk olması ve Türkiye Ligi’nde de bize katkı verebilecek ve kurala takılmayacak olması sebebiyle paha verdiğimiz bir oyuncuydu. Ona teşekkür etmek istiyorum zira daha yüksek teklifler olmasına karşın burayı tercih etti. O da kolay bir transfer olmadı. Tahminen 3-4 hafta boyunca oldukça git-gel oldu. Çok konuştuk, çok paylaştık, o da buraya gelmeye ikna oldu. Nate bizim karakterine, kadro kimyasına verecek katkıya ve spesifik olarak hem gücüne, hem sertliğine hem de 4 numaradan şut katkısını almamız açısından bizim bedel verdiğimiz bir oyuncuydu. Olağan ki daha EuroLeague deneyimi yok. Bence âlâ bir gelişim alanı var. Mesleğine bakarsanız daima yükselerek gidiyor. Üzerine bir modül daha koyması için onun için de büyük fırsat burası. Nigel’la bir arada o durumu paylaşacaklar. Son olarak da 5 numara durumunda Papagiannis’i ekledik rotasyonumuza. Zati Motley’in devam eden bir kontratı vardı. Motley, Sertaç ve Papagiannis hem çember muhafaza hem blok tehdidi olarak hem de yetenek düzeyi olarak üst bir adım atmış olduk. Bir avantajı da bu 3 oyuncunun da birbiriyle bir arada oynayabilecek olmaları. Alışılmış ki ana planda tahminen olmaz lakin kısıtlı mühletler de olsa koçun planında düşüneceği kombinasyonlar olacaktır. Hem Sertaç’ın hem Papagiannis’in dış şut tehdidi net olarak var. Hem de Motley’in geçen sene çok kullanmasa da aslında tesirli bir orta uzaklık tehdidi var. Hepsinin masaya getirebileceği farklı özellikler var. Münasebetiyle uzun rotasyonumuzda da oldukça çeşitli ve farklı kombinasyonlarla oynayabilecek bir rotasyonumuz oldu. Buraya Metecan’ı da eklemem lazım. Sakatlıktan geliyor. Bizim için hem Türk rotasyonunda hem de EuroLeague’de verdiği katkılarla çok bedelli bir oyuncu. 15 kişilik takımımızın dışında Hamza bizimle bir arada. O da kolej ekibiyle birlikte ikili lisansla bizimle bir arada olacak. Gelişimini yakından takip ettiğimiz, hem fizikî sertliğine hem karakterine hem kadro ahengine ve bize katabileceği şeylere inandığımız bir oyuncu. O da takımımızın bir kesimi olacak.
‘BU SENE REKABET GEÇEN YILDAN DAHA FAZLA OLACAK’
Bütün bu eklediğimiz kesimler süregelen oyuncularımızla bir arada her şeyden evvel çok düzgün karakterler. Biz soyunma odasının sağlıklı olmasına çok kıymet veriyoruz. Bu sene rekabet geçen yıldan daha fazla olacak. O yüzden soyunma odası daha da kıymetli hale geliyor zira oynamayan oyuncular memnuniyetsiz olabiliyor. Ben bu sene o birlikteliği geçen yıldan daha da uygun bir biçimde sağlayabileceğimize inanıyorum.
KOLEJ KADROSU HAKKINDA
Bizim kolej ekibimizde, Sertaç Bey’in ve benim vizyonumuz büsbütün paralel biçimde. Kendisi bu mevzuda çok dayanak oluyor. Kolej kadromuz başlangıç kademesinde biraz atıl kalmış bir atılımdı. Fikir olarak eksiksiz fakat içeriyi dolduracak oyuncu gereci olarak şimdi olgunlaşmamış bir yapı vardı. Biz kolej kadromuzda geçen yılki ekipten bu yılki ekibe dönerken büsbütün bu projeye yönelik kadrosu daha gençleştirelim, BGL’den oyuncularımızı oraya kaydıralım, dışarıdan aldığımız bir iki tane oyuncuyu hakikaten tavanını yüksek gördüğümüz ve geliştirebileceğimizi düşündüğümüz oyuncular olarak seçelim, gerçek iki tane kadro kimyasına uygun yabancı oyuncuyla besleyelim ve burayı yavaş yavaş alt nesilden gelecek oyuncuların da katkısıyla vakitle, yıllar içerisinde hakikaten hedefine uygun ve Türk basketbolunda bir oyuncu çıkaracak mekanizmayı yaratalım istedik. Bence Kolej grubumuz Türk basketbolu için kıymetli bir proje. Biraz üzüldüğüm noktalardan biri; çok heyecan verici, fizikli, yetenekli, çocukların gelişebilmesi açısından hakikat bir yapılanma var. Tek eksik kesimimiz Derin Can, Bahçeşehir’de oynayan kardeşimiz, onu epeydir izliyorduk. Aslında dönem biter bitmez Bahçeşehir tarafıyla konuşmuştuk, bonservis olarak bütün mutabakatlarımız tamamlanmıştı. Oyuncu da U16 Ulusal Ekibinden geldikten sonra her şey onun da plana dahil olacağı halde ilerliyordu. Ben hiçbir zorunluluğum olmamasına karşın 16-17 yaşında bir çocuğu –koçumuzla da paylaşım planlarımıza dahil etmiştik- hem A Ekipte bizimle antrenmana çıkacaktı, kadroyu dolduracaktı hem de ikili lisansla kolej kadrosunda oynayacaktı ve yanına yabancı bir 2 numara aldık. Oynaması, gelişmesi için bu türlü bir projemiz vardı. 2 sene sonra koleje çıkmasına dahi müsaade verdiğimiz bir ortama gelmişti. Burada tek güvendiğim şey zati o ortamı sağladığımızı o görecek ve bizimle devam etmek isteyecek biçimindeydi. Fenerbahçe’nin 16 yaşındaki yetenekli gördüğü çocuğa bu türlü bir ortamı açması bence birden fazla oyuncunun düşünde bile göremeyeceği bir şeydi. Ben niçin yaptım? Tahminen meczupluk. Ben Türk oyuncuların da yetişmesini istiyorum. Fenerbahçe olarak bizim bu türlü bir sorumluluğumuz var. Potansiyelini gördüğümüz bu türlü bir oyuncunun önünü açmak istemiştik. Ama Avrupa basketbolunda o denli temel sorunlar var ki FIBA’nın yalnızca takvim kaygılarından çıkıp bu bahislere eğilmesi gerekiyor. Daima kaçıyorlar bu bahislerden. Artık kolej, profesyonel bir lig haline geldi. Sahiden oyunculara para veriyorlar, bu eğitim hakkıyla alakalı bir durumdan çıkmış durumda. Her şeyi bırakın Derin Can son anda bir menajer oyunuyla öteki bir menajerle yurt dışına götürülüyor. Bir Türk oyuncu yurt dışına gidiyor ve FIBA yalnızca ‘FIBA special cases’ diye bir süreç var. Düşük bir bedel belirliyor ve oyuncu gitmiş oluyor buradan. Ne bir yaptırım var, ne menajerlerin regülasyonu var. Bu türlü oyuncuları çalıp götürebiliyorlar. Aileleri kandırıyorlar. Bu bir örnek yalnızca. Bu türlü onlarca örnek var. Bu bahiste Avrupa basketbolunda önemli regülasyonlara gereksinim var.
‘SEZONA HAZIRLANMIŞ OLACAĞIZ’
Hazırlık turnuvamıza burada başlıyoruz. Rastgele bir kampa gitmeyeceğiz. Geçen sene de bu türlü yapmıştık. Staff bu formda tercih ediyor. 11 Eylül’de Zenit’le burada bir maçımız olacak. Hatta o maçı seyircilerimize de açacağız, kombine sahiplerini de o maçta ağırlayacağız. Bütün bağlantıları hesaplarımızdan takip edebilirler. Ayın 6’sında seyirciye kapalı bir Bahçeşehir maçımız olacak. Sonra hoş, çok rekabetçi 2 turnuvaya katılacağız. Birincisi Rodos’ta 15-16 Eylül’de. Birinci gün Maccabi’yle ikinci gün Panathinaikos’la oynayacağız. 2 gün İstanbul’da geçirdikten sonra ayın 21’i ve 24’ü ortasında Moskova’da turnuvaya katılacağız. En güçlü Rus ekipleri olacak. Kâfi seviyede maçlar yapıp döneme hazırlanmış olacağız. Döndükten sonra zati Türkiye Ligi ve EuroLeague maratonu başlayacak.
‘COŞKULU ATMOSFER VURGUSU’
Kombine satışlarımız devam ediyor. Şu ana kadar beklediğimiz seviyede hatta biraz üzerinde talep var. Çok teşekkür ediyorum. Biliyorum güç vakitlerden geçiyoruz, ekonomimiz sıkıntı, herkes zorlanıyor lakin insanların bu ekibe sahip çıkacağını görmek bizim için çok sevindirici. Demek ki kurulan takım onlara da umut veriyor. Şu anda öncelikli satış da açıldı. Genel satışta da ağır ilgi olacağını görüyorum. Burada bu coşkulu atmosferi yaratmak, bu kadronun gidebileceği en yüksek noktaya gitmesi için çok değerli. Çok içimize sinen bir takım oldu. Eksikler kesinlikle olacak. Eğlendiğimiz, kutladığımız ve yere düştüğümüz, ayağa kalkmamız gereken günler kesinlikle olacak. Bu birliktelik ayağa kalkmamız için bize her vakit yardım edecek. Biz bu ekibin potansiyeline, karakterine sonuna kadar inanıyoruz. İnşallah taraftarımızla birlikte Berlin’deki o salonda her tarafı sarı laciverte boyayacağımız bir Final Four yaşarız.
‘FENERBAHÇE AİLESİNDE FARKLI BİR KENETLENME VAR’
Bu sene farklı bir hava var. Bu meyyit toprağının herkesin üzerinden kalkması bence çok kıymetli. Başta Liderimiz, İdare Heyetimiz tüm branşlarda sonuna kadar fedakarlık yapıyorlar. Ne kadar teşekkür etsem azdır. Yolumuzu sonuna kadar açıyorlar. Bence bu sene büyük Fenerbahçe ailesinde farklı bir kenetlenme var. Dün statta onu iliklerinize kadar hissedebiliyordunuz. İnşallah bu sene sonunda birçok farklı branşta kutlamalar yaparız.”
