Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Konseyinin (MHK) 2023-2024 Yaz Semineri açılış merasiminde plaketlerini alan Göçek ve Arslanboğa, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Her iki isim de 27 sene süren saha hakemliği mesleklerinde emekleri geçen isimlere teşekkür etti.
Türk futboluna hizmet etmenin kendisi ismine çok değerli olduğunu tabir eden Hüseyin Göçek, birinci kurs hocası Ahmet Erdoğan’ın şu anda MHK üyesi olmasının da kendisi ismine his dolu olduğunu belirtti.
Göçek 19 sene Üstün Lig, 13 yıl da FIFA hakemliği deneyimiyle alana nokta koyduğunu aktararak, “Kariyerime öteki bir kulvar olan VAR’da devam edeceğim. Hakemlik çok severek yaptığım bir iş. Üzerimizde birçok insanın emeği var. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Topluluğun duayenlerinden Ertuğrul Dilek hocamın çok katkısı var benim mesleğimde. Hakemliğimin başında bu yana yanımda olmuştur.” açıklamasını yaptı.
“Yutkunduğum ve sözlerin düğümlendiği günler oldu”
Hakemler olarak haksız tenkitlere çok maruz kaldıklarını vurgulayan Göçek, kelamlarına şöyle devam etti:
“Çok sıkıntı bir meslek yapıyoruz. Yutkunduğum ve sözlerin düğümlendiği günler oldu. Fakat biz profesyoneliz. Bir anlık öfkeyle hareket edersek haklıyken haksız duruma düşebiliriz. Biz bunu kendi içimizde yendik ve bir sonraki vazifede konsantrasyonumuzun dağılmaması için eski maçlarda yaptığımız yanlışları cebimize koyarak kendimizi geliştirdik. Bu öz eleştiriyi yapmamız çok değerliydi. Bunları yapıp bir sonraki maça odaklanmak gerekiyor. Geçmişle yaşayamıyorsunuz. Geçmişten yalnızca edindiğiniz deneyimleri getirmek zorundasınız. Üzülüyorduk alışılmış ki ancak buna da yeri geldiğinde nokta koymanız gerekiyordu.”
Hakem olmaktan ötürü hiçbir vakit pişman olmadığını da söyleyen Göçek, “Orta hakem olarak birinci maçım liselerarası bir maçtı. Alibeyköy alanına çıkmıştım. O düdüğü birinci çaldıktan sonra ben hakem olmaya karar verdim ve hiç pişman olmadım. Bütün yaşadığım aksiliklere karşın göğüs germeye çalıştım.” değerlendirmesinde bulundu.
“Hatalar oluyor ancak biz alana kusur yapmak için çıkmıyoruz”
FIFA hakemliğini 13 sene yaptığını ve bunun 7 yılının birinci kategoride olduğunu hatırlatan Göçek, Avrupa Ligi’nde en çok maç yöneten isim olmasına rağmen Türkiye’de her vakit tenkitlerin maksadında olduğunu lisana getirdi.
Birinci kategoride 7 sene kalması nedeniyle bu alanda çok fazla maça çıktığını vurgulayan Göçek, şunları söyledi:
“Avrupa Ligi’nde sayısız maç yönettim. Türk hakemliğini burada en üst seviyede temsil ettim. Bunun haricinde, öbür ülkelerdeki hakemler de kendi ülkesinde istenmeyen isimler oldu. Collina’dan örnek vermek istiyorum, dünyanın gelmiş geçmiş en güzel hakemlerden birisi olmasına rağmen İtalya’da istenmeyen hakemler listesinde başı çekiyordu. 19 sene Üstün Lig’de kaldım, 294 karşılaşma yönettim. Bu müddette otomatik olarak yıpranıyorsunuz. Kusurlar oluyor lakin biz yanılgı yapmak için çıkmıyoruz alana. Bu kadar uzun müddet Üstün Lig’de misyon alıp bu kadar fazla maça çıkınca bir yıpranma oluyor.”
Son olarak yeni dönem öncesinde futbol ailesine bildiri veren Göçek, kelamlarını şöyle tamamladı:
“2023-2024 döneminin tüm futbol ailesine muvaffakiyetler getirmesini diliyorum. Biz bir kulvar değişikliği yaptık. Saha hakemliğinde Suat’la birlikte nasıl başarılı olduysak, birebir çizgimizi VAR hakemliğinde de sürdürmek istiyoruz. Hakem takımı olarak çok çalışıyoruz. Kendimizi her gün güncelliyoruz. Kamuoyunun da bize olan bakış açısı daha sağduyulu olursa öteki bir şey istemeyiz.”
Suat Arslanboğa: “Her hakeme bu halde bırakmak nasip olsun”
Hüseyin Göçek üzere 27 yıldır hakemlik mesleğini yaptığını belirten Suat Arslanboğa da saha mesleklerini kendilerine yakıştığı üzere onur, gurur ve haysiyetle bıraktıklarını belirterek, “Bunu sağlayan TFF liderimize teşekkür ederiz. Geçmiş periyotta yaşadığımız aksiliklerde yanımızda olup takviye veren tüm büyüklerime, haksızlık ve aksilikler karşısında bize takviye olanlara teşekkür ederim. Her hakeme bu biçimde bırakmak nasip olsun.” sözlerini kullandı.
Yaşanan durumun bir vazife değişikliği olduğunu aktaran Suat Arslanboğa, şöyle devam etti:
“Ben mevzuyla ilgili federasyon liderimize kararımı bildirmiştim. Yaşımın 45 olduğunu, mental manada yorulduğumuzu söylemiştim. VAR’da bu türlü bir gereksinim olduğunu ve oraya geçmemizi rica edince misyonumuza burada devam etmeye çalışacağız. Bundan sonra da kesinlikle yanlışımız olacak. Bizim daha çok çalışıp daha dikkatli olmamız gerekiyor. Sarf edilen emeklere karşılık adaleti sağlamanın şuurundayız. Her son bir başlangıçtır. Umarım kendimize yakışır biçimde topluluğumuza, devletimize, kurumumuza dayanak olup misyonumuzu yerine getiririz.”
“Bazen yalnız kaldığınız süreçler oluyor ve patlama noktasına geliyorsunuz”
Arslanboğa, hakemlerin eleştirilmesine rağmen kamuoyuna açıklama yapamamasının birikime sebep olduğunu fakat yeni başlayan hakemlerin bu manada sabırlı olmaları gerektiğini belirtti.
Yaşanan olumsuz bir hususun tahminen de ilerleyen süreçte iyi bir husus olabileceğini de kelamlarına ekleyen Suat Arslanboğa, şunları söyledi:
“Sabırlı olmazsanız bu işi yürütmeniz mümkün değil. Devir dönem meskende bir başımıza kaldık, kimse aramadı, sormadı. Bu çeşit aksilikleri da yaşadık. Sağ olsun birinci derece dostlarımız daima yanımızda oldu, bize dayanak çıktı. Bazen yalnız kaldığınız süreçler oluyor ve patlama noktasına geliyorsunuz. Çıkıp ‘Yeter artık, her şeyi anlatayım’ üzere bazen içinizde volkanlar birikiyor. Ancak taşıdığınız misyon ve kuruma olan sorumluluğunuz buna müsaade vermiyor. Kurumsal manada bu türlü müsaadeler olduğu sürece biz de çıkıp kendimizi tabir etmek için elimizden geleni yaparız. Neden bir yanılgı olduğunu, neden kaynaklandığını, neyin sebep olduğunu anlatmak, yanılgıyı kabul etmek fazilettir. Kesinlikle bizler yanılgı yapacağız lakin bu işin ilacı sabır.”
Hakemliğe birinci başladığında bir büyüğünün yönlendirmesiyle yan hakemlikten orta hakemliğe geçtiğinin altını çizen Arslanboğa, daima alanda kalmanın kendisi için memnunluk verici olduğunu aktardı.
Alanda hükmetmenin kendisini memnun hissettirdiğini de söyleyen Arslanboğa, “Seyircinin ortasında hiçbir şeyi umursamadan gerçek kararları vermeye çalışmak keyifli ediyor. Bunu anlatmak mümkün değil. Benim mesleğe birinci başladığım yıllarda hakem topluluğunda birkaç olumsuz örnek vardı. Onları görünce ‘Ben bu topluluğa girmem’ diyordum fakat bu işe başladıktan sonra da tutku oluşuyor. Sonraki süreçte de elinizden gelenin en uygunsun yapmaya çalışıyorsunuz. Dördüncü hakemlik yaptım, yardımcı hakemlik yaptım, ek yardımcı hakemlik yaptım, artık görüntü hakemlik yapacağım. Bu işin gelişimine ayak uydurmak zorundasınız. Bu denli yılda bize tanınmışlık vermiş, maddi ve manevi her şeyi vermiş bir topluluğa karşı da bir nefer olarak bundan sonra elimizden geleni yapmamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Her şeyin boş olduğunu Malatya’da görüyorsunuz”
Kahramanmaraş merkezli sarsıntılardan Malatya’da yaşayan ailesi etkilenen Suat Arslanboğa, yaşanan felaketin akabinde hakemlik mesleğine nokta koymaya karar verdiğini söyledi.
Sarsıntıda hayatını kaybedenlere baş sıhhati dileyen Suat Arslanboğa, şunları kaydetti:
“Depremin yaşandığı 6 Şubat’ta ablam ileti atıp ‘Deprem oldu, korkmayın’ yazmıştı. Ben ‘Çok salladı mı?’ deyince, ‘7,4’ yanıtını verdi. Telefona nasıl sarıldığımı bilmiyorum. Yollar kapalı diye o gün yola çıkamadım. Lakin bir gün sonra dayanamayıp yola çıktım. Memleket bana her şeyi verdi, bizim de orası için elimizden geleni yapmamız gerekiyordu. Gittiğimde oradaki durumu umduğumdan daha makus gördüm. Biz felaketleri daima televizyondan izliyoruz ve bize sinema üzere geliyor. Eksi 15 derecede insanların o halini görünce “Ne için uğraş veriyoruz artık.” diye düşündüm ve dönünce hakemliği bırakmaya karar verdim. Zira her şeyin boş olduğunu Malatya’da görüyorsunuz. Burada da sorumluluklarınız var. O anı yaşayıp hissetmek lazım. Ben o anı yaşamadan gidip gördüğümde, hayatta neler için gayret ettiğimizi daha yeterli anladım. Tahminen de boş işler için uğraş ediyoruz. Kimseyi kırmamak lazım. Bu durum başımıza gelince daha güzel anlıyoruz. İnşallah bir daha yaşamadan ders alırız ve birbirimize daha olumlu yaklaşırız.”
Yeni dönem öncesinde tüm spor paydaşlarına muvaffakiyetler dileyen Suat Arslanboğa, kelamlarını şu formda tamamladı:
“Bu toplulukta her vakit doğruyu söylemek, doğruyu yapmak ve gerçek yaşamak için gayret ettim. Tüm çabam doğruluk ve dürüstlük adınaydı. Kamuoyunda bizi tanımayan insanların yaptığı önyargılı yorumlar bizi üzüyor. Mikrofonu, telefonu, klavyeyi eline alan hiç hak etmediğiniz formda bizleri eleştirebiliyor. Bizler burada adalet hissiyle bu işi icra etmeye çalışıyoruz, bu hisle çoluk çocuğumuzun rızkını götürüyoruz. Kendi işimiz de var, ben memurum. Burada gittiği kadar uğraşımıza devam edeceğiz ancak biz verilenleri hak etmeye çalışıyoruz. Kimsenin hakkını yemek için göz nazaran göre o alana çıkmıyoruz ya da VAR odasına oturmuyoruz. Eğitimlerimiz son derece tesirli formda devam ediyor. Aylık eğitimlerimiz var, daima durumları birbirimizle tartışıyoruz. Önyargılardan uzak, insanları tanıyarak yorum yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Herkese bu iletisi vermek istiyorum. Yunus Emre’nin bir dörtlüğü var; ‘Herkes ayna üzeredir bakan da sen. Senin gözündür seni ihbar eden. Her neye bakarsan senin gözündür, kimde ne görürsen kendi özündür’ diyerek ileti göndermek istiyorum.”
