“DOĞRU PLANLAMAYLA OLUŞAN AİLE ORTAMI”
Dönem başında Pendikspor’un Harika Lig’e yükselmesini kimse beklemiyordu. Bu büyük mucize nasıl gerçekleşti? İşin sırrı neydi?
Geçen yıl anlaştığımızda Pendikspor’un idaresi ve yatırımcıların önemli gayesi vardı. Pendikspor’u sağlam temeller üzerine oturtup, 3-4 sonra bekleniyordu. Muvaffakiyetin sırrı kulüp içinde oluşan yanlışsız planlama sonucu hakikat beşerlerle aile ortamı oluşturulması. Tüm kulüplere örnek idare biçimi ve teknik takım olarak Harika Lig’e çıktık.
“MAÇLAR ÜMRANİYE KENT STADI’NDA”
Kulüp, potansiyel olarak Üstün Lig’e hazır mı? Kısa ve uzun vadede yapılması gerekenler neler?
Hem iktisat hem tesis açısından sorunu olmayan kulübüz. İdman alanlarımız eksiksiz. Beş yıldız otelleri aratmayacak bir tesisimiz yapılıyor, 6-7 ay içinde bitecek. Stat olarak da Ümraniye Stadı var.
“İLÇEDE KULÜBE İLGİ NASIL?”
Pendik 750 bini aşkın nüfusu ile büyük bir ilçe. 1. Lig’de gelen şampiyonluk ilgiyi artırdı. Seyirci sayımız da arttı. Stadyum hariç başka her noktada hazır diyebiliriz.
“SÜPER LİG’DE KALICI İŞLER YAPABİLİRİZ”
Pendikspor’un mevcut takımından kaç futbolcu Muhteşem Lig’de oynayabilir, Düzey farkı çok mu?
Çok olduğunu düşünmüyorum. Bu yıl ki takımımızda 8-10 Üstün Lig oyuncumuz var. Oraya hazır, bilen oyuncularımız var. Bu oyuncuların birçoğunu tutup 14-15 kişiyi kampa götüreceğiz. Ekibin yaklaşık yüzde 50’sini korumak zorundayız. İçerideki oyuncular çok kıymetli. Seçkin oyuncularla Muhteşem Lig’de kalıcı hoş işler yapabiliriz.
Türk futbolu uyguna gitmiyor. Çok büyük paralar harcanarak oyuncular getiriliyor. Birinci tiplerde elenen kadrolarımız var. Bu paraların karşılığı alınmıyor.
“KAMUOYUNUN DİKKATİNİ ÇEKECEĞİZ”
Pendikspor geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Kulüp tarihinde birinci sefer Harika Lig’de oynayacak. Tarihe geçen muvaffakiyet kıssasında yer almak gurur verici. Hayatımda her vakit özel olacak… İnşallah Muhteşem Lig’de kalıcı işler yapan, kamuoyunun dikkatini çeken bir kadro olacağız. Pendikspor istikrar sistemi üzerine konseyi… İstikrar devam edecek. Amacımız büyük.
“M. CITY’NİN TAKTİKLERİNİ PENDİK’E ENTEGRE ETTİK”
Teknik yönetici olarak Manchester City’den Pep Guardiola’yı beğeniyorum, sistemini kendi kadromda kullanmaya çalışıyorum. Onun maçlarını izlemekten keyif alıyorum. Hem görsel artıları var hem de sonuçsal manada çok fazla eğitici. Bu manada onun oynattığı oyunu, her türlü tertibi kendi oyuncularımızı düşünüp geliştirerek Pendikspor’a entegre etmeye çalışıyoruz. İstatistiklere bakalım. Bu yıl Pendikspor olarak topa sahip olmada, pas oranında, topu oyunda tutma müddetinde birinci sıradayız. Demek yanlışsız işler yapıyoruz.
“EN BEĞENDİĞİM DÖRT TÜRK STOPER…”
ESKİ bir stoper olarak bu mevkide Merih, Ozan, Çağlar, Abdülkerim’i çok beğeniyorum. Onların birinci hocalarından biriyim. Genel baktığımızda yerliden çok yabancı stoper düşündüğümüzde bu çeşit oyuncuların çıkmasına fırsat tanımıyoruz.
“YABANCI SAYISI ÖZGÜR OLMALI”
Türkiye’de daha evvel yabancı oyuncunun büsbütün özgür olduğu devir vardı. Türkiye’den çok düzgün oyuncular çıktı. Mevcut sistemde Türk futbolcuların maliyetleri afaki durumlara ulaşıyor. Bana kalırsa özgür kalmasından taraftarım.
“KUNTZ BİZİM KADAR Bağlantı KURAMAZ”
Osman Özköylü, ulusal kadroları o ülkenin yerli teknik adamlarının çalıştırması gerektiğini ve teknik yönetici Stefan Kuntz’un kimi noktalarda kâfi olmayacağını savunarak şunları söyledi: “Kendi içimizdeki duyguyu kendi insanımızdan diğeri bilemez. Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol Güneş’in ulusal kadroda yarattıkları farkı biliyorum. Oyuncularla irtibat kurmak değerli. Yeri geldiğinde samimi hisleri ortaya koymak çok değerli şeyler.
“İYİ BİR HOCA OLSA BİLE…”
Bizim insanımızda olması gereken hisleri hoca ve teknik adamların hissetmesi gerekir. Kuntz bizim kadar bağlantı kuramaz. Ne kadar düzgün teknik adam olsa da bizim kendi yaşadıklarımızı diğeri bilemez.”
“HAYALİM TRABZON’UN BAŞINA GEÇMEK”
Teknik yönetici olarak hayalimi daima söyledim. Hayalim Trabzonspor. Kararlılığım, azmim var. Daima kendimi geliştirip bir gün Trabzonspor’a teknik adam olarak dönmek istiyorum.
“SAKARYA MAÇINDA ÇOK ÜZÜLMÜŞTÜM”
Bu dönem en çok deplasmanda 3-2 kaybettiğimiz Sakaryaspor maçında üzüldüm. Kazanmış olsak yüzde 90 direkt Üstün Lig’e çıkıyorduk. Rize galibiyeti çok kıymetliydi. Bodrumspor maçı ise benim için oksijen oldu.
“AVRUPA’DA FİNAL OYNAMA MAKSADI GERÇEKÇİ DEĞİL”
Harcanan onca paraya rağmen kadrolarımızın Avrupa kupalarından erken elenmeleri Avrupa düzeyinde kâfi olmadıklarını gösteriyor. Şu anlayış formları ile Avrupa’da şampiyonluk yahut final hayalden öteye gitmez.
